Ekonomi cehennem durgunluğuna gidiyor!

Bu topraklarda son 20 yılda sayıları hızla artan, kişisel çıkarlarını milletin çıkarlarının üstünde tutan, bencil %10'luk bir kesim sorunların dile getirilmesinden son derece şikâyetçi. 

 

Bu topraklarda son 20 yılda sayıları hızla artan, kişisel çıkarlarını milletin çıkarlarının üstünde tutan, bencil %10'luk bir kesim sorunların dile getirilmesinden son derece şikâyetçi. Onlara göre biz yazmayalım, konuşmayalım, durumun ne kadar kötü olduğunu belirtmeyelim. Böylece sömürü düzeni yıllarca sürsün. Berbat bir yönetim, berbat bir sistemi işleterek yandaşlarına büyük gelir akışı sağlamaya devam etsin. Ne pahasına? Geleceğimizi ipotek altına koyan büyük borçlara rağmen. Borçla çevrilen bir ekonomi, bir sistem var. Borç almadan yaşaması imkansız. Ve yarın yokmuş gibi, umursamadan çılgınca borç alınıyor. Borçlar kişilere değil devlete yazıldığı için konudan habersiz kardeşlerimiz 'baksana alış veriş merkezleri, eğlence yerleri, lokantalar, cafeler dolu her şey yolunda' diyor. Ama hesabın biriktiğinin, bir gün o hesabı kendilerinin ödeyeceğinin farkında değiller…

Dile kolay, devletin toplam borcu 2003 sonunda 283 milyar TL idi. 2021 Temmuz ayında ise borç olmuş 2 trilyon 32 milyar TL.

Ancak anlatacağım konu borçlar değil. Bu borçları ödemek için ekonomide çarkların dönmesi gerekiyor değil mi? İşte o çarklarda sorun var. Bakın geçen gün TUİK sanayi üretim rakamlarını açıkladı. Rakamlar tam bir hayal kırıklığı... Sanayi üretimi aylık %4,2 azaldı.

Şu grafiğe bakın, bu mudur %22 büyümüş ekonominin sanayi üretimi? Türk sanayisinin kalbi çoktan durmuş, ekonomi mefta olmuş…

grafik

Yıllık bazda %8'lik artış gözükse de, o da matematik hilesi; çünkü geçen yıl salgın nedeni ile yaşadığımız sert düşüş sonrası verilen bir refleks.

Sözün özü sanayi üretimi, Haziran'da 10 ayın en hızlı yükselişini kaydettikten sonra Nisan 2020'den bu yana en hızlı aylık düşüşü gösterdi. Biriken, ertelenen talep önce üretime yaradı ama şimdi alım gücünün düşmesi, pahalı fiyatlar üretimi vurmaya başladı.

Raporun alt detayları ise tam bir durgunluk habercisi. Üretimde kullanılan sermaye malı üretimi aylık %11,6 azalmış. Dayanıklı tüketim malında düşüş ise %7,3. Borcu kapatacak, rezervi dolduracak yüksek teknoloji mal üretimi ise aylıkta %22,4 yıllıkta %8,1 azalmış.

Şimdi birisi bana söylesin: İstikrarlı bir şekilde büyüyecek ekonominin sanayisinde böyle rakamlar görülür mü?

Sanayide salgın öncesinde de sorun büyüktü. Ekonomi durgunluk içindeydi. Durgunluğa girmiştik çünkü kur yıllarca Amerika'nın dünyaya saldığı dolarlarla düşük kalmıştı. İthalatçı sistem de tıkır tıkır çalışmıştı. Ama, FED'in dolarları geri çekmesi sonra Papaz Krizi, Hendek Savaşı, Suriye Savaşı derken kamu maliyesi bu yanlış işlerle delik deşik oldu. Osmanlı'yı kuralım derken Diyarbakır, Hakkari elden gidiyordu. Masraflar arttı, güvensizlik çoğaldı, kur yukarı gitmeye, sanayi yarı mamul ithalat ettikçe pahalı mallar üretmeye başladı. Fiyatı artan mallar satılmadı, çarklar durdu…

Şimdi çıkmış birileri aklımızla dalga geçiyor. Sanayi salgın öncesine dönüyor diye! Salgın öncesi durgunluk vardı evet yine durgunluk bizi bekliyor.

Neden basit: Dışa bağlı üretim oldukça, AKP; iç ve dış gerginliği devam ettirdikçe, kur düşmeyecek, açıklar borçla kapanacak. Pahalı üretim devam edecek, yani enflasyon artacak. Alım gücü düşen vatandaş malları alamayacak. Durgunluk içinde enflasyon can yakacak.

Ne denir? Hepimize geçmiş olsun…

Analiz: Evren Zelyut

Haber Kategorisi
Özel Haber