Hükümetin çiftçiyi ihmal etmesi, girdilerde dışa bağlı kılması Türkiye'de tarım üretimini azaltarak fiyatları yukarı çekiyor. Son gelen sinyaller tarımda girdi maliyetlerinin roket gibi arttığını gösteriyor.
Tarımsal girdi fiyat endeksi (Tarım-GFE) 2021 yılı Haziran ayında bir önceki aya göre %2,76, bir önceki yılın Aralık ayına göre %12,21, bir önceki yılın aynı ayına göre %27,65 ve on iki aylık ortalamalara göre %17,16 artış gerçekleşti.
Ana gruplarda bir önceki aya göre; tarımsal yatırıma katkı sağlayan mal ve hizmet endeksinde %1,78, tarımda kullanılan mal ve hizmet endeksinde %2,92 artış gerçekleşti. Bir önceki yılın aynı ayına göre göre; tarımsal yatırıma katkı sağlayan mal ve hizmet endeksinde %27,39, tarımda kullanılan mal ve hizmet endeksinde %27,69 artış gerçekleşti.
Yıllık en fazla artış gösteren diğer alt gruplar ise %52 ile gübre ve toprak geliştirici oldu. Böyle bir artış üretilecek ürünlere direkt zam anlamına geliyor.
Bu rakamları %45,13 ile çiftlik binaları (ikamet amaçlı olmayanlar) ve %40,16 ile bina bakım masrafları oldu. Buna karşılık, yıllık en az artış gösteren alt gruplar ise %9,60 ile tohum ve dikim materyali, %11,18 ile tarımsal ilaçlar ve %19,65 ile veteriner harcamaları oldu.
ÇÖZÜM NEDİR?
Türkiye'de beton yerine tarımsal üretime ağırlık verilmesi gerekiyor. Bunun için ise çiftçiye destek şart. Ancak bu destek kanunlarda olmasına rağmen verilmiyor. Çiftçinin ayağa kalkması için kooperatif sisteminin gelmesi şart. Üniversiteler ve çiftçi kooperatif çatısı altında bilimsel verimli üretim yapmalı. Aynı zamanda aracıları temizlemeden fiyatlar düşmeyecek. Kooperatifler hal ve aracı ağaları aradan çıkarır. Ancak hükümet içindeki Hal Lobisi buna izin vermiyor.
Kanal İstanbul gibi bir çevreyi zengin edecek projeler yerine GAP gibi çorak toprakları sulamaya yarayacak hayırlı projeleri hayata geçirmek de çözümün en önemli yapı taşlarından oluyor.